bugün

entry'ler (23)

sigarayla beslenmek

besin kaynağının sigara olması durumudur; bütün gün yemek yemeyip sigarayla açlık duygusunu bastırma eylemidir..
(bkz: yemek yemeye üşenmek)

alternatif güne başlama metodları

sevdiğin müzikle uyanmak.
(bkz: interpol) (bkz: the heinrich maneuver) (bkz: anneee anketim bittiiii!)

also sprach zarathustra

tinin artık efendi ve tanrı diye adlandırmak istemediği büyük ejder hangisi? 'yapmalısın'dır o büyük ejderin adı.ama aslanın tinide derki istiyorum.'yapmalısın' yoluna çıkmıştır aslanın, üstü pullarla kaplı bir hayvan gibi altın parıltılar saçarak ve her bir pulun üstünde altın rengi bir 'yapmalısın' parıldar.bin yıllık degerlerin parıltısı yansır bu pullardan ve ejderin en güçlüsünün ağzından şu söz çıkar:'değerli ne varsa, bendendir parıltısı.'
bütün değerler yaratılmıştı daha önce ve yaratılmış ne varsa değer adına, o benim işte. Gerçektende hiçbir 'istiyorum' olmamalı bundan böyle!'
kardeşlerim, neden gereklidirki aslanın varlığı tinde? yüklenebilen o gözü tok ve saygılı hayvan neden yeterli degildir? yeni degerler yaratmak -bunu aslanda yapamaz henüz ama yeni yaratışlar için kendine özgürlük yaratmak-aslanın gücü bunu başarabilir.kendi için özgürlük ve görev karşısında bile söylenebilcek kutsal bir hayır yaratmak: bunun için kardeşlerim aslanın varlığı gereklidir.
'yapmalısın'ı bir zamanlar kendi en kutsal varlığı diye severdi tin: şimdi ise en kutsal olanda bile deliliği ve başına buyrukluğu bulmak zorunda, bunu yapmalısın ki kendi sevgisinin elinden kendi özgürlüğünü zorla alabilsin, bu yırtıcılık için aslanın varlığı gereklidir.
fakat söyleyin kardeşlerim ,çocuk, aslanın bile yapamadığı neyi yapabilir? neden gereklidir yırtıcı aslanın çocuğa dönüşmesi?
masumiyet demektir çocuk, unutmak, yeni bir başlangıç, bir oyun, kendiliğinden dönen tekerlek, kutsal bir evet demektir: şimdi artık kendi istencini istemektedir tin, şimdi kendi dünyasını kazanmaktadır.
tinin üç dönüşümünden söz ettim sizlere: ruhun deveye, devenin aslana, aslanında çocuğa nasıl dönüştüğünden..
(bkz: zerdüştce ruh tanımı)

başak burcu erkeği

herşeyi en iyi o bilir, herseyi o çözer, en akıllı odur; en zekidir, en güzel o giyinir, en yakısıklı odur; en iyi uyuyan, yüzen, gezen, tozan, dinlenen, dişlerini fırçalayan, ders çalışan, oturan, kalkan, yemek yiyen hatta en iyi nefes alıp en iyi dışkılıyanın bile kendisi olduğunu düşünür.kaçılası erkektir.hiç gerek yoktur adam olmasını beklemeye cünkü asla olmayacaktır.dengesizlikleri seni delirtmeden ortamdan toz olmak gerekmektedir.
(bkz: tecrübe ile sabit)
(bkz: sözümüz sözlükten dışari diyelim nacizane bi tanımdan eksi almadan)

a dying wish

özellikle gece yagmurlu bir havada dinlenmisse insanı melankoli ucurumuna sürükleyen sarkıdır..
(bkz: fragile dreams) (bkz: are you there)

çocukken yapılan salaklıklar

evde annenin uyuduğu babanında henüz gelmediği bir gece can sıkıntısından buzdolabı karıştırılır. ve ilaçlar kısmında kücük pembe, tatlı, feci cezbedici olan bebe asprini göze carpar. hemde üç kutudur rahat rahat yeter diye düşünülür ve teker teker kıtır kıtır üç kutu asprin bitirilir. en sonundada nasıl bir düşünceyse anne çöpte asprin kutularını görüp anlamasın diye koltuğun altına sokulur ama kesinlikle anneden kaçılmayacagı icin bunu anne görür ve bir doktor arkadasindan gelen tavsiye ile ilk olarak kaselerce yogurt yedirilir ve ardindan bütün gece hastanede gecirilerek eziyet cekilir.
(bkz: çocukların ulaşamayacakları yerlerde saklayınız)

ofkemiz bile bu ulkeye hizmettir

gemicik almamiz bile bu ülke icin bir hizmettir, çıkardıgımız ananıda alıp gitme projesi bu ülke icin bir hizmettir,basta kemal unakıtan arkadasımızın bizler gibi naylon fatura ve vergi kaçakcılığı yapması bu ülke icin bir hizmettir, partimiz icerisinde bal tutanın parmagını yalaması bu ülke için bir hizmettir...türevleri şeklinde biraz daha utanmazsa bunlarıda sarf edecegi klasik rte söylemidir.

cennete gider gitmez yasak elmayi yiyen insan

anarşisttir.okadar cennete geldık hala yasaklar var hani bu tarafta olmayacaktı yasaklar, günahlar diye isyan eden insandır.ve eylem olarak elmayı yemiştir.

bir bir bir

'bir bir bir babaya dicem' olayı vardır bide sirin bir sekilde söylenir ama alenen bir tehdittir hatta duydugunuz ilk tehdittir bence, onunla olusur tehdit kavramı zihninizde..
-ne demekki yani babaya demek bide sırıtarak söylüyor, naptım ya ben simdi hööööööö....seklinde sonlanabilir bu seker oyun.

sayilarin cagristirdiklari

pisagor a gore:
1=varlıkların sonsuzlugu
2=dişiligi
3=uyum,duzenle; maddenin kapsadigi 3 oge:ates,su hava
4=tanrısal güc
5=evliligi
6=nesillerin devami
7=akıl,ısık, kuvvet
8=ahlak ve erdem
9=adalet
10=kutsal kare (1+2+3+4=10) tek ve cift sayıların toplamı oldugundan kutsal dostluk..

hem lisede hem universitede hazirlik okumak

lisedeki hazırlıgı zorunluluktan* universitedekini ise keyiften okumus olması cok olasıdır.sonuc olarak kafadan iki yılını sadece ingilizceye vermesinden kaynaklı pisman olma olasiligida yuksektır.heleki bölümüde kendince zor bir bölümse sınıfta kalma riskini yasadıkca bu pismanlık günbe gün kat kat artmaktadir. * *

nazım hikmet ran

turk sıırının ustadıdır. hececı saırlerdendır.serbest nazım seklını gelıstırmıstır.bı cok satasmalara maruz kalmıstır ve en cok yankı uyandıranıda burjuva oldugunun ıddıa edılmesıdır.bunun sebebıde cihangirde veya nisantasinda apartmanda oturuyor olması, aksam gazetesinde 'orhan selim' adıyda etliye sütlüye karısmayan yazılar yazıyor olmasıydı..orhan selim adlı siirinin son mısraları zaten buna yonelıktır.söylekı:
yalnız unutma birşeyi;
yorulurda ayagin kayarsa seni herkezden önce ben taşlarım!
fakat bugün;
sende beni sattigini gösteren bir tek satır bulanın alnını karıslarım!

topunu alıp evine giden çocuk

top onun oldugundan oyunu baslatanın, bıtırenın, kuralları koyanın kendısı oldugunun farkındadır. derhal topu patlatılmalıdır.bakalım ozaman neyını alıp eve gıdecektır.*

ağaçlıkta veya ormanda klip çeken kıro türkücü

'o ormandan bı dudagı yerde bı dudagı gokte cıksada senı yese, yok etse' diye insanin ıcınden geciren insan kisisidir.*

cengiz aytmatov

daglar yıkıldıgı zaman (ebedi gelin) yazarin son romanıdır.bu romanında oldugu gıbı cogu romanlarındada mitolojik hikayeleri, efsaneleri kullanır. buda aytmatov'un kendıne ozgu tarzını bize gostermektedir. zaten romanın ıkıncı ısmı olan ebedi gelin kırgızlar arasında bilinen trajik bir ask hıkayesidir. ve genel olarak romanda anlatılan kırgız bolgesinde sscb'nin yıkılmasıyla ve bagımsız bir cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte insanlar alıskın olmadıkları kapitalizme ve piyasa ekonomisine uyum saglamaya calısıyor.fakat bunda pek kımse basarılı olamıyor.issizzlik artıyor kütüphaneler bile özellestiriliyor..ve aytmotovda bunları, piyasa ekonomisine gecisi acili bır sekilde yasayan idealist bir gazetecinin agzindan anlatıyor.

nineteen eighty four

george orwell in kesinlikle cok etkileyici bır kitabıdır. kitapta herseyin devletin kontrolunde oldugu, gecmisi olmayan, belleksiz, muhalefetsiz bir devletin nasil yaratildigindan bahsedilmektedir. kıtapta kullanılan ornek; toplumun kullandıgı dili kısırlastırarak hatta bazı kelımelerı dırek dılden atarak * * toplumu dusunemez hale getırmektır. dolayısıyla düsünmeyen bir toplumda muhalefet düsüncelerde yer almaz.bunun yanısıra kitapta totaliter bir partinin korku * propaganda* ve beyin yıkamayla * halkı ve hayati manipule etmesindende bahsedilmektedir.ayrica genellikle kominizmi elestiren bir kitap olarak bilinen 1984 kesinlikle oyle bir kitap degildir tamamen totalitarizmi elestiren bir kitaptır. ki kitapta gecen SAVAS BARiSTiR ÖZGÜRLÜK KOLELiKTiR BiLGiSiZLiK KUVVETTiR andi totalitarizm in temelini olusturan dusuncelerle yani ozgursuzluk ozgurluktur, esitsizlik esitliktir dusuncelerıyle birebir ortusmektedir.

horseplay

efendim absurt*ve gereklı* bilgiler deposu gamzelerden olusan paintball manyagi* insandaki negatifligi absorbe eden abidei mutlulukdur kendileri..yer yer bır sıyası kuramcı yer yer bır devrimci yer yer bır futbol, sanat elestirmeni yer yer hokkabaz, geceleri benimle bırlikte hic uyumamasıyla bır vampir ve pamuk gıbı kalbıylede bır pamukprensesdir.izmirin bana kazandirdigi antalya portakalimdir. dikbaslı,birazda sinirli insanlari sınırsız ve derin * seven candir cigerdir yenilesi insandir. dosttur.

soyut matematik

bagıntı, fonksıyon, grup, halka, homomorfizma,izomorfizma, algoritma konularından olusan; ve dersi verene kadar kendizi hayattan soyutlamanız gereken matematik bölümünde okuyan ogrencileri irezil eden derstir. genellikle teorem ispat seklinde seyrettigi icin matematiksel olarak pek bise kattigi soylenemez. buzamana kadar bildiginiz matematigi bir teoremle alasagı edebilir. dersi verdikten sonrada bircok bildiginiz seylerin aslinda yalan yada varsayim oldugunu goruncede nihilist bı sekılde cıkmanız dersten pek olasıdır. bu dersi vermekte aslinda bahsedilen kadarda zor degildir amac ogrenmek degıl sadece ezber oldugunda ılk alısınızdada verebilirsiniz.egıtım sıstemının sacmalıgıda yada yanlıs kullanımıda bu noktada yıne karsımıza cıkmaktadır.

dünya tarihinin en büyük yalanları

ilkokuldan berı ogretılen '1. dunya savasında almanya yenildıgı ıcın bızde yenilmis sayıldık' sözü.veya goeben ve breslau isimli alman yapımı gemılerın canakkale bogazını gecerek istanbul limanına siginmasi ve turklerin onlara yavuz ve midilli isimlerini vermesiyle kendilerini savas ıcerısınde bulması...

özel hayatını herkese anlatan insan

güzel yasanılan anıların o gizemli, özel kalma yanını yok eden kotu anılarıda anlatarak ınsanların kafasını sısıren ınsan modelıdır.